18 Eylül 2012 Salı

İsrail Bayrağının Anlamı ve Vaat Edilmiş Topraklar

İSRAİL İSMİNİN KÖKENİ
Tevrat'a göre; Yakup ailesi ile göç ederken, Tanrı'nın meleği bir adam kılığında Yakup'a görünür. Ailesini nehrin karşısına taşıdıktan sonra o adam Yakup ile gün ağırıncaya kadar güreşir. Adam Yakup'u yenemeyeceğini anlayınca Yakup'a, 'beni bırak gün ağarıyor' der. Fakat Yakup 'beni kutsamadıkça seni bırakmam' der. Adam da Yakup'a Tanrı adıyla güreşen manasına gelen İsrail adıyla kutsar. Tevrat'ın yaratılış kısmında da (Eski Ahit Tekvin Bap 35) Tanrı Yakup'a görünür ve O'nu kutsayarak Yakup olan adını İsrail olarak değiştirir.Yakup'un soyunun devamı olarak kabul edilen kimselere Yakupoğulları yani İsrailoğulları denmektedir. Keza Tevratta, Yakup'un Mısır'a göç ettikten sonra yanında gelen halkına da İsrailoğulları denmektedir
İSRAİL BAYRAĞININ ANLAMI
Kesin olmamakla birlikte;iki mavi çizgi Fırat la Dicleyi sembolize eder. Fıratla Dicle arasında bulunan Mezopotamya kastedilmektedir. Mezopotamya kutsal kitaplarda cennet toprakları olarak geçer. Davut'un yıldızı da o bölgenin İsrail oğullarına aitliğini gösterir.Bir diğer iddia ise üst çizginin güneydoğu Anadolu olduğu alt çizginin ise Sina Çölü olduğudur.İSRAİL KRALLIĞININ SINIRLARI"O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden büyük kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanlarınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan'dan ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah'ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır."(Tevrat, Yasanın Tekrarı, 11/24)Hahamlar Tevrat'a sapkın üstün ırk inançlarını eklerken, bu ırkın yaşayacağı topraklara sınırlarını çizmeyi de unutmamışlardır. Tevrat'a göre Allah, Yahudilere Kenan diyarını vaat etmiştir. Yahudi dünya gerçekleşmeden önce, bu topraklarda sadece Yahudilerin yaşadığı bir devlet kuracaklarıdır. Bu devlet büyük dünya krallığının merkezi ve idare yeri olacaktır.
KRALLIĞIN SINIRLARINI BİR DE KENDİ AĞIZLARINDAN DİNLEYELİM
Theodor Herzl(1887)
"Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı'na. Sloganımız, David ve Solomon'un Filistin'i olacaktır."David Ben Gurion(1948)"Filistin'in bugünkü haritası İngiliz manda yönetimi tarafından çizilmiştir. Yahudi halkının, gençlerimizin ve yetişkinlerimizin yerine getirmesi gereken bir iş daha vardır. Nil'den Fırat'a kadar."
 
 


BİR KARTALIN YENİDEN DOĞUŞU

"Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40'a vardığında pen...çeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır.
Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uç
ması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.

Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz."

2 Eylül 2012 Pazar

Üç önemli soru

Rus yazarı Leo Tolstoy’un masal şeklinde yazılmış ve 1885’te yayınlanmış bir eserinde önemli üç soru konu edilir. Bu, “Üç Soru” isimli masalsı öykü, yazarın “İnsan Ne İle Yaşar” kitabında yer almaktadır. Aşağıda belirttiğim kaynaktan edindiğim bilgileri burada kısaca paylaşmak istiyorum. Bir zamanlar bir kralın aklına şu düşünce geldi: Üç sorunun cevabını bilsem, başarıdan başarıya koşarım. Kralın cevabını bilmek istediği bu üç soru şunlardı: 1- Bir iş için en iyi zaman nedir? 2- En önemli insanlar kimlerdir? 3- Her zaman yapılacak en iyi şey nedir? Sarayındaki bilge kişilere soran kral, her birinin bu sorulara farklı cevaplar verdiğini gördü. Yakındaki bir köyde münzevi bir hayat yaşayan bilge kişiye sormaya karar verdi. Ne var ki bu münzevi saray erkânına konuşmaz, sıradan, basit insanlarla konuşurmuş. Bu nedenle kral köylü kılığına girerek ve saraydan çıkmış münzevinin köyüne gitmiş. Kral geldiğinde münzevi çiçek dikmeye hazırlık yapıyor, bahçeyi çapalıyormuş. Kral gelmiş sorularını sormuş, ama münzevi ona cevap vereceği yerde işini yapmaya devam etmiş. Kral bahçeye yardım etmek istemiş, kolları sıvamış bir süre o da bahçeyi kazmaya yardım etmiş. Bir süre çapaladıktan sonra bahçeyi, kral sorularını yeniden sormuş. Münzevi cevap vermeye vakit bulamadan ormandan karnından yaralanmış bir adam çıkmış, yarası fena halde kanıyormuş. Münzevinin yardımıyla kral bu adama yardım etmiş, yaralarını temizlemiş, sarmış, yatağa yatırmış. Vakit çok geç olduğu için o akşam münzevinin evinde kalmışlar. Ertesi sabah yaralı adam daha iyi imiş, ama kralın kendisine yardım etmesinden kuşku duyuyormuş, içi rahat değilmiş. Nihayet yaralı adam itiraf etmiş: “Sizin kral olduğunuzu biliyorum. Siz benim büyük biraderimin malını mülkünü elinden aldınız ve onu idam ettirdiniz. Ben sizi öldürmek için geldim. Ormanda sizin muhafızlarınız beni tanıdılar ve yaraladılar. Şimdi burada siz bana iyilik yaptınız, hayatımı kurtardınız. Bu iyiliğinizi unutamam. Bu durumda huzurunuzda size bağlılık sözü veriyorum; sadık bir tebaanız olacağım. İzin verirseniz gideyim.” Bunları söyledikten sonra adam gitmiş. Adam gittikten sonra kral münzeviye yeniden üç sorusunu sormuş. Münzevi, senin tüm sorularının cevabı sana verildi, sadece farkında değilsin, demiş. Ve açıklamış: 1- En önemli zaman şimdidir. Şu an bir şey yapabileceğimiz, etkileyebileceğimiz yegâne zamandır. 2- En önemli insan, o anda beraber olduğun insandır. 3- Yapılacak en önemli şey beraber olduğun o insana iyilik yapmaktır
Kaynak : http://www.kendinigelistir.com/uc-onemli-soru/#ixzz25IdRZxQ7

Etiketler: ,